istanbul escortistanbul escort ankara escortankara escort beylikdüzü escortbeylikdüzü escort bahçeşehir escortbahçeşehir escort beylikdüzü escortbeylikdüzü escort istanbul escortistanbul escort Yemek Beklemez: Nisan 2013

30 Nisan 2013 Salı

KUŞKONMAZ SALATASI





Bu mevsim kuşkonmaz mevsimi. Her yerde demetler halinde kuşkonmazlar satılıyor, yeşil olanı da var, beyaz olanı da...uzun bir sebze olduğu için hemen yanına pişirmek için uygun büyüklükte pişirme kaplarını da satışa çıkarıyorlar kuşkonmazlarla birlikte, bir de soyma aparatları...hangi sebzenin mevsimi gelirse beraberinde o sebzeye ait araç gereçlerin de yanlarında yer alması bir satış politikası elbette ama aynı zamanda kolaylık...

Kuşkonmaz Türkiye’de de yetişiyor ama gereken değeri verilmiyor. Çok faydalı bir sebze...enginar için de aynı şeyi söyleyebilirim, son yıllarda değeri artan bir sebze enginar da, halbuki ülkemizde rahatlıkla yetişen sebzelerden. Umarım zamanla kuşkonmaz da hakkettiği değerini bulur. 


Mevsimi değilse de raflarda konserve olarak ya da dondurulmuş ürünler bölümünde rahatca bulunabilen bir sebze. Çok kullanılıyor yabancılar tarafından, salatalarda, et yemeklerinin yanında garnitür olarak...

Basit bir salata tarifi vermek istiyorum;

Kuşkonmazların kalın kabuklarını soyun, lifli kabukları olduğu için yerken sorun çıkarabilirler. Sonra  kuşkonmazları haşlayın, 10 dk yeterli, buharda haşlayabilirseniz daha iyi oluyor, düdüklüde 5 dk. Haşlayıp istediğiniz yerde kullanabilirsiniz. 



Salatanın sosunu da zeytinyağı, limon, rendelenmiş sarımsak ve tuz ile hazırlayın, servis tabağına dizdiğiniz haşlanmış kuşkonmazların üstüne gezdirin.

Kısa bir zamanda güzel bir lezzet hazırlayabilir, her yemeğin yanına kullanabilirsiniz...




AFİYET OLSUN



27 Nisan 2013 Cumartesi

DAMLA SAKIZLI KADAYIFLI TATLI






Bazı lezzetler hem damakta bıraktığı tat hem de güzel kokusuyla keyiflendirir bizi. Damla sakızı da böyle bir lezzet. Önce kokusu hissedilir sonra tadı, seviyoruz biz. Sadece sakız olarak değil, tatlıların içine bir miktar karıştırılınca da hoş bir lezzet çıkıyor ortaya.Sevmeyene bir şey diyemem ama sevenler mutlaka denemeli...



Herkesin bildiği kadayıflı tatlıda kullandım damla sakızı reçelini, damla sakızlı sakız da kullanabilirsiniz. Tabii en güzeli damla sakızı kullanmak. Ama her zaman bulmak mümkün olmayabiliyor.




Kadayıflı tatlının tarifini vermiştim, muhallebisine 2 yemek kaşığı damlasakızı reçeli ilave ederek yaptım bu kez...





AFİYET OLSUN



25 Nisan 2013 Perşembe

BLOGUM 2 YAŞINDA





Mutluyum...

Bu gün blogum tam 2 yaşında. Ama heyecanı ilkbahar çiçekleri kadar taze. Her yeni yazı için hala aynı heyecanı duymak çok güzel.

Bu iki yıl içinde kendimce bir şeyler yazmaya çalıştım. Kalemle bir kağıda ya da deftere not aldıklarımı biriktiriyorum bu sayfalarda. İlk zamanlarda sadece arşiv olarak düşündüğüm bu sayfalar sizlerden yorumlar aldıkça farklı bir değere kavuştu ve daha bir mutlu etmeye başladı beni. Yaşayan, benimle konuşan, bana tepkiler veren sihirli bir deftere dönüştü sanki. Tanımadığım sizleri yorumlarınızla, yazdıklarınızı okumakla tanır oldum ve merak eder oldum.  Yorumlarınıza ve ilginize çok çok teşekkür ederim...

Bu sayfalarda paylaştıklarım hiç kimsenin yapmadığı, hiçbir yerde olmayan tarifler değil, ben çok iyi bir aşçı da değilim. Denediğim, görüp öğrendiğim ve benim de hoşuma giden ya da yapmaya alıştığımız  lezzetler bu paylaştıklarım. Paylaşarak da bir çok şeyi öğrendim, bir çok şeyin farkına vardım, bakmakla  görmek arasındaki farkı anladım, öğrendikce ve sizlerle iletişimde bulundukca daha bir çok şeyi bilmediğimi farkettim ve daha çok öğrenmek için gayret ettim...

Kısacası ben blogumu çok sevdim...iyi ki varsın Hayat Mutfakta Güzel...






23 Nisan 2013 Salı

TAVUK SOTE VE TAVUK DÜRÜM





Mevsimler sırasıyla yer değiştirirken, özellikle de bahardan yaza doğru giderken,biz de değişmek isteriz ya...kıyafetlerde kışlıkların yerini yazlıklar alır, evimiz yaza hazırlanmak için dip bucak temizlenir, balkonlardaki çiçekler düzenlenir, kuruyan çiçeklerin yerini yenileri alır. Farkına varmayız ama yeme alışkanlıklarımızda da değişmeler başlar yavaş yavaş, yaz sebze ve meyveleri mutfaklarımızda yerini almaya başlar, özleriz ve isteriz aslında bu değişimi, bu farketmediğimiz değişimler mutlu eder bizi...

Her zaman yediğimiz bir lezzetin farklı bir şekilde sofraya gelmesi de bir değişikliktir mesela...bu aralar bizim için tavuk dürüm bir değişiklik...
 


Tavuk sote yapılır genelde, yanına bir de pilavla birlikte gelir sofraya. Ama son zamanlarda tavuk dürüm halinde tüketir olduk, böyle de çok hoşumuza gitti.

MALZEMELER

1 tane tavuk göğüs

1 tane kuru soğan

2 yemek kaşığı zeytinyağ

2 tane yeşil biber ( renkliler de olabilir )

3 tane domates

Tuz, karabiber, köri, kişniş, kimyon

Ve

Kişi sayısı kadar lavaş ekmek

İsterseniz biraz da maydanoz

Soğanı ufak ufak doğrayıp yağda kavurun ve ufak ufak doğradığınız tavukları da ilave ederek kavurmaya devam edin, domates ve biberleri de ilave edin, tencerenin kapağını kapatın ve kısık ateşte kendi suyuyla yavaş yavaş pişirin, ihtiyaç olursa çok az su ilave edin. Tavuklar pişince baharatları ilave edip karıştırın ve ocaktan alıp ılımasını bekleyin. Baharatları çeşitlendirmek size kalmış, acı sevenler acıbiber de ilave edebilir.

Bu haliyle yani sote olarak da tüketebilirsiniz.



Lavaş ekmeklerini bir tavada yağ koymadan kısık ateşte ısıttıktan sonra arasına tavuk sote ve maydanoz ile dürüm şeklinde sarın. Bu şekilde hazırladıktan sonra ister evde,  ister parkta, ister bir deniz kenarında... nerede isterseniz...afiyetle yiyin...



AFİYET OLSUN




22 Nisan 2013 Pazartesi

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI






Ellerimizde kırmızı beyaz Türk Bayrakları ve bayrakların üstünde Atatürk resmi, hani  şu ince çıtalara sarılmış ufak bayraklar. Önlüklerimiz siyahtı benim çocukluğumda, bembeyaz yakalarımız ve saçlarımızda kurdelelerimizle dizilirdik sıralar halinde okulun bahçesinde, öğretmenlerimiz ise sınıfımızın başında, sıranın en önünde, düzgün bir sıra olmuşuz, heyecanla bekliyoruz mikrofondan çıkacak ilk sesi...


Görevli öğretmen ilk olarak okul müdürümüzü çağırıyor günün anlamını belirten konuşmayı yapması için, ses çıkarmadan dinliyoruz, sıralarda hafif hafif kıpırdanmalar, kıkırdaşmalar oluyor ama öğretmenimizin bir göz hareketi ile sessizlik sağlanıyor yeniden.


Ve devam ediyor kimi öğrenciler yazdıklarını kimi öğrenciler de şiirlerini çoşkuyla okumaya...


Heyecanla bekliyoruz şiir okuyacak arkadaşlarımızı, hele bir de bizim sınıftan biriyse şiir okuyan daha da bir heyecanlı oluyoruz. 23 Nisan törenlerinde şiir okumak çok önemli, çok heyecan verici, günlerce ezberlenen şiirler hiç hata yapılmadan okunursa daha ne istenir...


23 Nisan gelmeden bir kaç gün önceden başlardı aslında kutlamalar, sınıflarımızın camlarını süslerdik elimizde tuttuğumuz bayraklarla ama onların çıtaları yoktu, bir ip üstünde dizili olurlardı ve camlara asardık, sınıfın içi de aynı şekilde süslenirdi, öğretmenlerimiz anlatırdı bu günlere nasıl gelindiğini.


23 Nisan günlerinde sadece şiir okunmazdı, rengarenk giysiler içinde neşeli şarkılarla birlikte günlerce çalışılan danslar, oyunlar sunulurdu büyük bir çoşkuyla ve aynı çoşkuyla izlenirdi.



En çok hoşuma giden de TRT’nin hazırladığı ve gün boyunca ekranlardan yayınladığı 23 Nisan Çocuk Şenlikleriydi. Halit Kıvanç sunardı, farklı ülkelerden bir sürü çocuk, kendi ülkelerini tanıtan danslarını bizlere sunmak üzere geleneksel kıyafetleriyle uzak uzak diyarlardan gelirlerdi. Türk misafirperverliği ile konuk edilirlerdi evlere. Böylece Türkiye tanıtılmış olurdu bir çok ülkenin çocuklarına...


Böyle çoşkulu günlerdi benim çocukluğumun 23 Nisanları...


Sonra kızlarımla yaşadım aynı çoşkuyu ve onlarda gördüm aynı heyecanı.


Bu günün kıymetini bilmek için o günleri öğrenmeye çalışmak ya da hissedebilmek gerekir diyenlerdenim;


Nasıl savaşılmış düşmanlarla, bu topraklar nasıl korunmuş hiç bir beklentisi olmayan mehmetçiklerle, ölüme gittiklerini bile bile...yıllarca dinledik, okuduk, bu günler o günlerin acılarını çekmiş insanların hediyesidir dedim hep kendi kendime, gerektiğinde çevremdekilere de. Kendimi güvende hissederek bastığım her karış toprak onların sayesinde. Bu günler;  şekersiz üzüm hoşafı ve bir lokma kuru ekmekle gün boyunca ayakta duran ve düşmana karşı koyan, bu toprakları koruyan, daha 15 yaşında bu duyguları yaşamak zorunda kalan ve hayatı zaten 15 yıl olan mehmetçiklerimizin sayesinde...



Hiç kolay olmamış Kurtuluş Savaşı...başarıyla çıkmak böyle bir savaştan, böyle zor bir mücadelenin ardından ayağa kalkmak, savaş acılarını çok zor olsa da sarmak...


Atatürk tarafından çocuklara armağan edilmiş bir bayram, anlamı çok büyük;  çocuklar siz bizim geleceğimizsiniz demek, sizden çok şey bekliyoruz demek...


23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı...


Benim çocukluğum her 23 Nisan günü bu çoşkuyu yaşayarak geçti, çocuklarım da yaşadı ve istiyorum ki çocuklarımın çocukları da yaşasın, ellerinde bayraklarla nice 23 Nisanlar için gür sesleriyle şiirler okusunlar, renkli kıyafetlerle dans etsinler ve bugünlere gelmemizi sağlayan herkesi huzur içinde ansınlar. Ve ben TRT’nin 23 Nisan Çocuk Şenliklerini bu gün olduğu gibi her sene gururla seyredebileyim...





23 Nisan, Türkiye milli tarihinin başlangıcı ve yeni bir dönüm noktasıdır. Bütün bir düşmanlık dünyasına karşı ayağa kalkan Türkiye halkının, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni meydana getirmek hususunda gösterdiği harikayı ifade eder. 

1922 Atatürk








Resimler: google.com