istanbul escortistanbul escort ankara escortankara escort beylikdüzü escortbeylikdüzü escort bahçeşehir escortbahçeşehir escort beylikdüzü escortbeylikdüzü escort istanbul escortistanbul escort Yemek Beklemez: Şubat 2013

27 Şubat 2013 Çarşamba

PORTAKAL SOSLU CHEESECAKE






Mutfak evin en heyecanlı, en hareketli, en sürprizlerle dolu bölümlerinden biri benim için. Yeni tarifleri bir kenara bırakın her zaman yaptığım tarifler için de aynı şey geçerli, her an her şey olabilir...


Bunun en güzel örneklerinden bir tanesi de cheesecake. Heyecan yaşamak istiyorsanız cheesecake yapın. Yapmaya karar verdiğim andan, ikram için dilimlenen ana kadar heyecan bitmiyor. Pişerken sürekli bakıyorum fırının önüne geçip çatlamış mı diye, piştikten sonra servis tabağına alması zaten ayrı bir endişe aman kırılmasın diye, süslemesi çok büyük bir zevk ama...sonra da ikram ederken şeklini bozmama çabaları...bilmiyorum belki ben yaşıyorum böyle endişeleri...aslında bu endişelerim çoğu zaman yersiz oluyor, bu kadar da ürkütücü bir durum yok aslında ama bir kere yaşadığım hayal kırıklığı sebeb oluyor böyle düşünmeme galiba. Herşeyin güzel gittiğini düşündüğüm bir anda tam da ortasından çatlamıştı, çok üzülmüştüm...


Ama bir güzel tarafı var ki bir gün önceden yapmanız gereken bir tatlı olduğu için kurtarma oprasyonu için zamanınız oluyor. 




En önemlisi de bir gün önceden hatta iki gün önceden yapmanız gerektiği çünkü bekledikce lezzeti artan bir tatlı...


Bu kadar heyecandan sonra bir daha yapmak için yeni bahaneler arıyorum çünkü tadını seviyorum, çok çok değil ama azar azar ve yavaş yavaş yemek hoşuma gidiyor... 




Portakallı bir sos yaptım bu sefer süslemek için. Portakalın hafif ekşi tadı hoş bir lezzet verdi, ekşi tatlı lezzetleri sevenler deneyebilir.


MALZEMELER


Alt Tabanı için;


150 g pötibör bisküvi


50 g badem tozu


50 g tereyağ


1 çay kaşığı tarçın


Peynirli kısım için;


3 tane yumurta


1,5 su bardağı toz şeker

1 yemek kaşığı un

1 yemek kaşığı nişasta


400 g labne peynir


300 g süzme yoğurt


1 paket vanilya


Sosu için;


1 su bardağı portakal suyu


½ su bardağı şeker


1 yemek kaşığı nişasta


İnce dilimlenmiş portakal


Frambuaz soslu cheesecake malzemeleri ile aynı malzemeler ve yapım aşaması da aynı, buraya bakabilirsiniz. Ama bu sefer un ve nişasta ilave ettim, nasıl bir fark oluyor diye merak ettiğim için, pek bir fark olmadı, her iki türlü de yapılabilir. Şekerini de biraz arttırdım ve limon kabuğu rendelemedim.


Şimdi bir başka cheesecake yapmak üzere yeni bahaneler bulmalıyım...



AFİYET OLSUN










24 Şubat 2013 Pazar

RENKLİ ÇİÇEKLERDEN KAPI SÜSÜ






Dedim ya, çok sevdim ben bu renkli ipleri. Elimde kalmış olan ipler bitsin diye birşeylere başlıyorum sonra yetmedi diye bir tane daha alıyorum, böylece elimdeki ipler bitmek yerine gitgide çoğalıyor ve renkleniyor. Sanırım bu durum hoşuma gidiyor...




Yine buradakiçalışmalardan etkilenip renkli renkli çiçekler ördüm  ve onları biraraya getirdim, böyle renkli bir kapı süsü çıktı ortaya...

20 Şubat 2013 Çarşamba

FIRINDA SEBZELİ ALABALIK





Çok hafif bir yemek ve lezzetli bir yemek. Yapımı da çok basit.

Ben balık olarak alabalık kullandım, farklı balıklar da olabilir. Kılçıkları temizlenmiş olursa daha iyi oluyor, yerken problem olmuyor. Başka balıklarla da yapılabilir ama alabalık gerçekten lezzetli oldu.

Fırın kabına balıkları yerleştirin ve üstlerine zeytinyağı sürün. En üstüne de evde hangi sebzeler varsa doğrayıp yerleştirin. Patlıcan çok hoş bir lezzete büründü, bunu söylemeliyim. En son olarak da istediğiniz baharatları üstüne serpiştirin. Kekik, nane, karabiber, kişniş, köri, tuz çok az...özellikle kişnişi denemenizi öneririm, çok hoş bir lezzeti var.

Hazırladığınız fırın kabınızı 200 dereceye ısıtılmış fırına yerleştirin ve balığınız pişene kadar bekleyin.

Balık zaten yumuşacık pişiyor, sebzelerde ne çok ne az kıvamda.

Çok hafif bir öğün istiyorsanız deneyebilirsiniz...



AFİYET OLSUN



18 Şubat 2013 Pazartesi

NAR VE BASİT BİR AYIKLAMA YÖNTEMİ






Çocukluğumda adını severdim önce, sonra


Pazardan aldım bir tane

Eve geldim bin tane


bilmecesi sorulur oldu bir dönem büyükler tarafından, sonra da dilimize tekerleme oldu.Yerli Malı Haftası vardı bizim zamanımızda özenle kutlanan, kış şiiri söyleyeceksek eğer nar resimli şapkamız olurdu...



Nar bu dönemlerde çok tercih edilen bir meyve, uzmanlar düzenli olarak tüketildiğinde çok faydalı bir meyve olduğunu söylüyorlar, faydaları saymakla bitmiyor;


- Protein, karbonhidrat, kalsiyum, fosfor ve demir açısından zengin

- B1, B2 ve C vitaminleri bakımından zengin

- Antioksidan bakımından zengin

- Mideyi kuvvetlendiriyor

- Böbrekleri çalıştırıyor

- Kalp yorgunluğuna iyi geliyor

- Bağışıklık sistemini güçlendiriyor

- Damar tıkanıklığının tedavisinde yardımcı

- Yüksek tansiyona iyi gelen bir etkiye sahip

- Kanserin ilerleme hızını düşürüyor

- Bel bölgesindeki yağların azaltılmasında etkili


Ve tabii nar suyu, taze sıkılmış bir bardak nar suyu vitamin açısında çok zengin, hemen tüketilmek şartıyla. Bildiğiniz gibi bütün meyve suları sıkıldıktan sonra hemen tüketilmeli, bekledikten sonra özelliklerini kaybediyorlar.


Nar ekşisine ise söyleyecek hiçbir sözüm yok, mükemmel...hele bir de ev yapımı bir nar ekşisi ise çok daha güzel. Başta salatalarda olmak üzere mercimekli köfte ve kısırda lezzet arttırıcı bir sos olarak kullanıyorum.


Bu kadar faydası var ve çok lezzetli olmasına karşı sanırım bir tek sorunu var narın...ayıklanması...bir yerlere sıçratmadan ayıklamak neredeyse mümkün değil ama ben kolayını buldum. Uygulayanlar vardır ama gene de söyleme gereği duydum, uzun zamandan beri bu şekilde nar ayıklıyorum ve bence en başarılı yöntem;


Derin bir kap alıyorsunuz ve lavabonun içine yerleştiriyorsunuz, içine kabın ağzına kadar su dolduruyorsunuz. Ayıklayacağınız narı ve bıçağı elinize alarak su dolu kabın içine sokuyorsunuz elinizi ve narı suyun içinden çıkarmadan keserek parçalara ayırıp, yine suyun içinde tanelerini ayıklamaya devam ediyorsunuz. Nar taneleri beyaz kısımlarından da kolay ayrılıyorlar böylece ve nar suyu da sıçramıyor. Denemenizi tavsiye ederim...