istanbul escortistanbul escort ankara escortankara escort beylikdüzü escortbeylikdüzü escort bahçeşehir escortbahçeşehir escort beylikdüzü escortbeylikdüzü escort istanbul escortistanbul escort Yemek Beklemez: Nisan 2012

29 Nisan 2012 Pazar

KAT KAT GÖZLEME




Ne de güzel olur yemesi, çok severim.

Mutfakta yemek yaparken siz de birilerini hatırlayıp eskilere doğru şöyle bir gidip gelenlerdenmisiniz. Her tarifinizin yanında parantez içine yazılmış bir isim varmı o tarifi aldığınız kişiye ait, olmasa da hatırlarmısınız tarifi aldığınız o arkadaşınızı, komşunuzu, dostunuzu. İşte ben mutfakta bir şeyler yaparken çoğu zaman hatırlarım birilerini,tariflerimin kenarlarında bir isim vardır genellikle, bir kekte, bir kurabiyede hatırlarım arkadaşlarımı, düşünürüm onlarla geçirdiğim güzel zamanları. Bazılarından haber alamadığım için kimbilir nerelerdedir diye düşünürüm özlemle, haberdar olduklarımın da kulakları çınlıyormudur acaba diye merakla.

Gözleme de öyle bir tarif işte benim için. Yan komşumun  lezzetli gözlemelerini yemek çok güzeldi ve ondan öğrendim yapımını da, onun kadar olmasa da...Kulakları çınlasın...

Yapıldıkca basit gelmeye başlayan bir tarif. Malzemesinde çok fazla bir şey yok; un, tuz,su ve aralarına sürmek için zeytinyağ...


Miktarını kendiniz ayarlayarak çok fazla sert olmayan yumuşak bir hamur yapıyorsunuz.

Sonra bu hamuru bezelere ayırıyorsunuz. Bezeler yumurtadan biraz daha irice olabilir. Bezeleri açıyorsunuz ve zeytinyağı ile yağlayıp zarf şeklinde katlıyorsunuz. Eğer gözlemenin içine bir şeyler koyacaksanız gül böreği yapar gibi şekil veriyorsunuz. Bütün bezeleri bu hale getirdikten sonra zarf şeklinde katladığınız bezeleri kare olacak şekilde azar azar unlayarak açıyorsunuz. Açtığınız bu karelerin büyüklüğünü tavanızın büyüklüğüne göre ayarlayabilirsiniz. Sonra kızdırdığınız tavada arkalı önlü kızartıyorsunuz. Ama yüksek ateş olmasın, yanabilir. Bir yüzünü çevirince fırça yardımı ile hafifce yağ sürerseniz kabarmasına yardımcı olursunuz.


Gül böreği şeklinde olanları da yuvarlak olarak açıp içine istediğiniz harcı koyduktan sonra yarım ay şeklinde kapatıp yine tavada arkalı önlü aynı yöntemle kızartın.


İç harc olarak ben bu sefer peynir ve maydanoz karışımını kullandım, kıymalı da yapabilirsiniz.
Aralarına isterseniz tereyağ da sürebilirsiniz zeytinyağı yerine.

Çay da demlendiyse kahvaltı tamamdır...



AFİYET OLSUN



25 Nisan 2012 Çarşamba

HAYAT MUTFAKTA GÜZEL 1 YAŞINDA





Bir yıl oldu. Olur mu, yapabilirmiyim, nasıl olur derken bugün tam bir yıl oldu.

Son yıllarda kafama bir şey takıldığında google hemen yardımıma koşuyor. Cilt cilt ansiklopediler gibi hemen cevaplamaya hazır. Siz yeter ki doğru bilgilere ulaşmayı bilin. Bu sayfalarda da bir çok cevaplar buluyorum sorularıma. Böyle böyle bilgiler öğrenmeye devam ederken dikkatimi çekmeye başladı bloglar...baktım ki cevaplarımın çoğunu o sayfalarda okur olmuşum. Sonra bir çoğunu; aklıma yatanları, mantıklı gelenleri, doğru bilgi verdiklerine inandıklarımı, gözüme hitap edenleri, ilgi alanlarımla ilgili olanları takip etmeye ve onlarda bir çok şey öğrenmeye başlamışım. Güvendiğim bir çok blog var, insanların kendi deneyimlerini anlattığı ve herkese yol gösterecek bir çok blog...

Ve sonunda dedim ki kendi kendime, ben de yazsam, yaptıklarımı böyle bir ortamda paylaşsam ve bu bahaneyle biriktirip bir kitap için ufak ufak adımlar atsam. Derken bir bakmışım benim de bir bloğum var...

Kendi oyun bahçemi oluşturdum böylece. İlk baştaki çekingenliğim yok artık, rahatça çıkıp oynuyorum bahçemde. Canımın sıkıntılarını aldı götürdü. Öyle ki bununla da yetinmeyip yeni yeni oyun alanları kurdum kendime. Hem fransızca öğrenmeme katkısı olsun diye, hem de kimya hayallerime devam edeyim diye iki blogum daha var.

Severek yemek yapardım. Şimdi hem severek, hem de sabırsızlıkla yapıyorum...

Yemeklerim artık poz veriyor. Fotoğraf makinesi elimden düşmez oldu.

Peki bana izleyici olan sizler; en büyük mutluluk kaynağım da sizlersiniz. Gelen yorumlar, katılan yeni izleyiciler, yüzümde bir gülücük oluşmasının sebebidir. Hepinize çok teşekkür ederim. Daha yolun başındayım, iddialı değilim, sayılarla işim yok, içten ve samimi söylenen bir tek kelime bana yeter.

Bu dünya çok büyük bir paylaşım dünyası;  bilmediklerimi  öğrendiğim, öğrendiklerimi herkese duyurmak  istediğim, hayata farklı bir bakış atmamı sağlayan, insanları fiziksel olarak tanımadan değer verdiğim, onları hayal ettiğim, bakalım bugün neler yapmışlar heyecanıyla bilgisayarın başına oturduğum, uzun süre yazı yazmayanları ne oldu diye merak ettiğim, bak herkes yapmış ben de denemeliyim diyerek cesaretlendiğim bir oyun bahçesi HAYAT MUTFAKTA GÜZEL...


Ve gelelim resimdeki pastaya...

Eğer yapmak isterseniz buradaki tarifi kullanabilirsiniz. Bu sefer yuvarlak kalıp kullandım ve kalın olsun diye bu ölçülerle iki yuvarlak pandispanya yaptım ve her birini ikiye kesince 4 katlı bir pasta oldu. Ben frambuaz ve çikolata ile süsledim, siz zevkinize göre değişik süsleyebilirsiniz.



AFİYET OLSUN



23 Nisan 2012 Pazartesi

BU SALATADA PIRASA DA VAR BUĞDAY DA...



Sebzeleri çiğ yermisiniz ya da hiç denediniz mi bilmem ama ben sebzeleri çiğ yemeye bayılırım, sanki onların yararlarından daha çok faydalanıyormuşum gibi gelir bana...

Pırasayı hiç denediniz mi salatalarda çiğ olarak, hatta brokoliyi...



Pırasayı, brokoliyi ufak ufak doğrayın, lahananın göbek kısmını da ilave edin, tabii bolca maydonoz, dere otu ve nane doğramayı da ihmal etmeyin. Sonra bir miktar buğday haşlayın ya da haşlanmış buğdayınız varsa hemen ilave edin. Tuzunu attıktan sonra balsamik sirke, hardal, limon suyu ve zeytinyağından oluşmuş sos karışımını üstüne dökün ve salatanızı sebzelere zarar vermeden dikkatlice karıştırın. Sadece zeytinyağı ve limon karışımını da kullanabilirsiniz sos olarak, damak tadınıza bağlı.

Pırasayı bütün salatalarınıza doğramanızı tavsiye edebilirim, soğan gibi...




AFİYET OLSUN



22 Nisan 2012 Pazar

HAYAT ÇOCUKLARLA DEVAM EDER...





Bütün çocuklar güzeldir, bütün çocuklar özeldir...

Bu nedenle özel şeyleri hak ederler. Ailemizin devamını sağladıkları gibi bir ülkenin geleceğinin de temellerini oluşturur çocuklar.Güzel günler yaşarlarsa eğer geleceği güzel hayal ederler. Yeni nesil onların gülen yüzleri ile yükselir.



Her konuda olduğu gibi Atatürk bunun da yıllar yıllar öncesinden farkına varmış ve bütün çocuklara geleceğimizin ümitleri olduklarını  hatırlatmak için, hiç bir ülkede olmayan bir milli bayramı armağan etmiştir; 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI


Biz bu 23 Nisanlarla büyüdük. Her 23 Nisan ayrı bir çoşkuydu bizim için. Renkli kıyafetler içinde ezberlediğimiz şiirleri okumak ayrı bir heyecandı. Televizyonlarda 23 Nisan Çocuk Bayramı Şenliği`ni seyretmek benim için büyük bir zevkti. Dünya ülkelerini tanımaktı, farklı dilleri konuşan çocukların varlığını öğrenmekti ve ne olursa olsun, hangi ülkeden olursa olsun bütün çocukların elele tutuştuğunun resmiydi 23 Nisanlar...

Her 23 Nisan`da içimdeki çocuk yine çoşar, gözlerim dolar şiir okuyan çocukları izlerken.


Bütün çocuklar sevinin bugün, eğlenin, çoşun, sizin gününüz bugün...

Geleceğin temellerini güzel düşüncelerle, mutlulukla kurun...

GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN.

















Resim: google.ch

20 Nisan 2012 Cuma

RHUBARBLI VE ÇİLEKLİ KEK YA DA RHUBARBLI VE ÇİLEKLİ CRUMBLE





Her sene bu mevsimde, yani yaza doğru marketlerde ve pazarlarda sıkca gördüğüm bir bitki. Rhubarb, Işgın ya da Ravent diye biliniyor. Kökleri ilaç yapımında kullanılıyormuş. Yapısında Tanen var, tadı hem acı hem tatlı. Ülkemizde Doğu Anadolu Bölgesi`nde yetişiyor. İştah acıcı, az yendiğinde ishali kesen, çok yendiğinde ise müshil etkisi var. Mide ve bağırsak gazlarını giderici bir özelliğe sahip. Sıtma ve siroz için faydalı. Ama Hemoroidi olanlar ve hamileler için sakıncalı bir bitki. Bunlar bitki hakkında okuyup öğrendiklerim.

Beni etkileyen bitkinin görünüşü, rengi…Buralarda çok kullanılıyor olması da dikkatimi çeken diğer bir yanı; tartlarını özellikle çok görüyorum her yerde.



Bu tartlardan bir kere yemiştim ve tadı çok güzeldi. Bu bitkiden ben de bir şeyler yapmalıyım derken kendimi tarif ararken buldum ve Lezizsofralar  blogundaki tarifi yapmaya karar verdim. Kendimce ufacık değişiklikler yaptım ve kendisine çok teşekkür ediyorum. Biz beğendik ve meyvelerini değiştirerek farklı çeşitlerini de yapmak üzere notumu da aldım.

MALZEMELER

KEKİN ÜSTÜ İÇİN

1,5 su bardağı un

150 g soğuk tereyağ

1 çay bardağı pudra şekeri

1 paket vanilya

KEK İÇİN

4 yumurta

1 su bardağı şeker

1 su bardağı sıvı yağ

1 su bardağı süt

½ paket kabartma tozu

1 çay kaşığı karbonat

1 paket vanilya

Aldığı kadar un ( 3 su bardağı kullandım )

ÜSTÜ İÇİN

500 g çilek

500 g rhubarb

SOS İÇİN

2 su bardağı çilek

½ çay bardağı pudra şekeri

İlk önce kekin üstü için olan malzemeleri elinizle iyice karıştırın ve top top bir hamur elde edin ve bunu buzdolabına kaldırın.

Sonra çilek ve rhubarbları yıkayın ve doğrayın. Rhubarbların en dış kabuklarını soymayı unutmayın.

Sonra kek malzemelerinin hepsini mikserle iyice karıştırın ve pişirme kabına dökün. Üstüne çilekleri ve rhubarları yerleştirin. Bunların üstüne de dolapta beklettiğiniz top top hamurları her tarafına dağılacak şekilde yerleştirin ve 180° lik fırında yaklaşık 1 saat 15 dk gibi bir süre yavaş yavaş pişirin.

Sos için çileklerle pudra şekerini blendırdan  geçirin. Bu sosu isterseniz kullanmayabilirsiniz ama denemenizi  tavsiye ederim güzel oluyor.

Ve sonunda evinize yayılan mis gibi kokular eşliğinde yiyebileceğiniz kekiniz hazır...



AFİYET OLSUN



18 Nisan 2012 Çarşamba

NİSAN YAĞMURLARI



Hemen öyle sevinmeyin yaz geliyor diye, ince kıyafetlere geçmeyin öyle tiril tiril, Nisan yağmurları var daha, bardaktan boşanırcasına, yoksa eğer şemsiyeniz adamakıllı ıslatanı, olsa da farketmez, paçalardan yukarı doğru çıkar yağmur suları, farklıdır bu Nisan yağmurları...

Bir anda kararıverir gökyüzü, sabahtan yapılan parkta yürüyüş ve piknik planları ertelenir ertesi güne, yağan yağmuru camın önünden seyretmek kalır biraz hüzün, biraz da hasretle...

Tatlı tatlı soğur hava kıştan kalan soğukları tüketmek istercesine. Hırkalar  alınır omuzlara ama giymek istemeyiz, öylesine eğreti...bıktık ya bütün kış giymekten onları kalın kalın. 

Kızmam gene de sicim gibi yağan bu yağmurlara, ağaçların açtığı o güzelim çiçekler nasıl dökülür sonra, kendi başlarına olmaz, dökülsünler ki meyveye dönüşsün tomurcuklar, yaz meyveleri için sabırsızlanıyoruz ya, sabrederiz bu yağmurlara da...

Herşeyi temizler, alır götürür bu yağmurlar, camdan seyrettikce tatlı bir mutluluk dolmaya başlar içim.

Yeşili daha bir yeşil yapar bu yağmurlar.

Ya yağmurda acelesi olanlar, camdan onları da seyretmek güzel olur, birikmiş yağmur sularına basarak koşan insanlar, birikmiş yağmur sularının tam da ortasına zevkle basan çocuklar ve onlara kızan anneleri...

Ankara`nın Nisan yağmurlarında çok ıslandım ben, hem de tepeden tırnağa, sadece ben değil,  eminim Ankara`da  yaşayan herkesin vardır bir yağmurda ıslanma anısı. Her tarafımızdan su akar, şemsiye zaten pes etmiş konumdadır elimizde, suları akar damla damla...Tam da akşam üstü yağar ya sıcak iyice kızdırdıktan sonra...

Cenevre`nin yağmurlarında da ıslanıyorum artık, yağmur her yerde aynı yağmur, ıslatıyor işte. Ama burada yağdımı bitmek bilmiyor, neredeyse Nisan ayının tamamı yağmurlu...yeşilin bu kadar koyu olmasının sebebidir uzun süren bu yağmurlar. Ağaçlar kana kana su içmenin zevkine varıyorlar.

Suyun toprağa geri dönüşümüdür  Nisan yağmurları.

Az kaldı bitiyor bu Nisan da Nisan yağmurlarıyla, yağmurda ıslanmadığınıza pişman olmamak için uzatın kafanızı seyrettiğiniz camdan dışarıya ve yakalamaya çalışın damla damla Nisan yağmurlarını...








15 Nisan 2012 Pazar

LOR PEYNİRLİ KURABİYE


Mutfağımda her zaman kurabiye olsa hayır demem. Tazeliğini uzun süre koruyan, zaman geçtikçe de lezzeti artan kurabiyeler, tatlı veya tuzlu farketmez. Şöyle içiniz ezildiğinde hemen bir tane ağzınıza atıverseniz güzel olmaz mı...

Bence çok güzel olur. İşte bu kurabiyeler de böyle, tadı durdukça güzelleşiyor ve uzun süre bayatlamadan duruyor.



MALZEMELER

3 tane yumurta ( bir yumurtanın beyazı üstü için)

1,5 su bardağı şeker

400 g lor peyniri

1 çay bardağı sıvı yağ

2 paket kabartma tozu

2 tane portakalın kabuğunun rendesi ( isterseniz )

Aldığı kadar un yaklaşık 4 su bardağı

Üstü için;

1 tane yumurtanın beyazı

Bir miktar toz şeker

Bir yumurtanın beyazını ayırarak bütün malzemeleri karıştırın, sert bir hamur olmayacak, biraz yumuşak oluyor, ellerinize yapışan bir hamur oluyor, bu nedenle endişelenmeyin. Ne çok sert  ne de çok yumuşak... Elde ettiğiniz hamuru yarım saat buzdolabında dinlendirin. Sonra yuvarlak şekiller vererek tepsiye dizin. Şekil verirken ellerinizi sıvı yağ ile yağlarsanız eğer hamurun elinize yapışmasına engel olabilirsiniz. Yuvarlak şekil verdiğiniz kurabiyelerin üstüne önce yumurta beyazı, sonra da toz şeker sürün. 180° lik fırında üstü pembeleşinceye kadar pişirin. Portakal kabuğunu seviyorsanız rendeleyebilirsiniz, esas tarifinde yok, ben bu sefer rendeledim, güzel oldu, portakal portakal koktu...

Afiyetle tatlı tatlı yemek için kurabiyeleriniz hazır...



AFİYET OLSUN