istanbul escortistanbul escort ankara escortankara escort beylikdüzü escortbeylikdüzü escort bahçeşehir escortbahçeşehir escort beylikdüzü escortbeylikdüzü escort istanbul escortistanbul escort Yemek Beklemez: Ocak 2014

27 Ocak 2014 Pazartesi

KIRMIZI SALLANAN AT





Sallanan atları çok seviyorum ben, bahsetmiştim...

Seviyorum ya karşıma çıkar hep ve ben de minik minik biriktiririm onları...çocukluğunda sallanan atın yokmuydu diye de dalga geçerler zaman zaman...içim çocuk kalmakta devam ediyor sanırım, mutlu ediyor beni böyle ufak şeyler...

Eşimin yılbaşı hediyesi bu sevimli sallanan at...kendisi yapmış...görünce çok sevindim tabii...ellerine sağlık :))

Uzun bir süre boyasız hali ile durdu ama ben dayanamadım  ve başladım boyamaya, süslemeye. Sonunda böyle bir kırmızı sallanan at çıktı ortaya.



Aklınızda olsun, ince sunta ve boyalar ile istediğiniz şekilde objeler yapabilirsiniz...





23 Ocak 2014 Perşembe

PORTAKALLI, CEVİZLİ KEK





Bir ağırlık var ki üstümde atamadım ne zamandır. Nedenini bulamadım...

Sabahları çok zor kalkıyorum, gözlerim açılmıyor, kahvaltıyı yarı uyur halde hazırlıyorum sanırım...

Gün erken başlar bizim evde, sizlerde de öyledir, okula gidenler olunca mecbur...06:30 ya da 06:45 kalkış saatim. Saat çalmadan kalkarım ama dedim ya bu aralar böyle...sanırım havaların da etkisi var...güne karanlıkta başlamak belki de böyle etkiliyor. Bahar gelsin istiyorum...

Ya da farkında değilim belki suçu havalara atıyorum ama 45’li yaşların da gerilerde kaldığı bir döneme girmek böyle etkiliyor sanırım...

Her şeyi yapmak için can atan, koşuşturan ben daha çok oturmak, daha çok sessizliği dinlemek istiyorum...bir yandan da hadi durma diye kendi kendimi zorluyorum...sanırım bu aralar gene bir geçiş dönemindeyim...nedenini bulamadım dedim ama biliyorum galiba...

35 yaş yolun yarısı derler ya, o zaman da aynı şeyleri hissetmiştim...farkeden birşeyler vardı yaşantımda, alışkanlılarımda... ama o zaman değil, sonrasında düşündükce ya da okudukca anlamıştım, yolun yarısı...doğruymuş...

Yaşarken farketmiyorum çünkü kendimi hep 25 yaşında hissediyorum...yaşımın farkında olmuyorum çoğu zaman. Bu normal bir olay mı, sizler de böyle duygular içindemisiniz bilmiyorum, ben böyle hissettiğim için vücudumu ve ruhumu dengeleyemiyorum sanırım...
 
Mucize bir makina vücudumuz bizi ayakta tutan...yeni dönemlere hazırlıyor kendini...farkedersem yardımcı olabiliyorum kendi kendime...

Boş durmanın faydası olduğuna inanmıyorum bu konuda. Kendimi bir şeyler yapmaya zorluyorum, zorlamak denemez aslında, yaptıklarımı severek yapıyorum, güzel zaman geçirmeye çalışıyorum...yürüyüş yapmak ve okumak iyi geliyor...


Bir de farklı tarifler bulmak, yapmak...ya da bu kekde olduğu gibi kullandığımız normal bir kek tarifine bir kaç ekleme yaparak farklı bir lezzet ortaya çıkarmak...yani monotonluktan kurtulmaya çalışmak ve tadına bakmadan önce biraz da resmini çekmek için uğraşmak...bunlar da iyi geliyor bana...

MALZEMELER

4 tane yumurta

2 su bardağı şeker

1 su bardağı sıvı yağ

1 su bardağı portakal suyu

1 paket kabartma tozu

1 tane portakalın kabuğunun rendesi

1 su bardağı iri dövülmüş ceviz

2 su bardağı un

3 yemek kaşığı kakao

Yumurta ve şekeri önce çırptıktan sonra kakao hariç diğer malzemeleri de ilave edin ve pürüzsüz bir kıvama gelene kadar çırpın.

Kek hamurundan 1 su bardağı ayırın ve kakaoyu ilave ederek iyice karışana kadar çırpın. Bu karışım biraz katı kıvamlı oluyor, bu nedenle damla damla su ilavesi ile kek hamuru kıvamına getirebilirsiniz.

Yağlamış ve unlamış olduğunuz kek kalıbına hazırladığınız kek hamurunun yarısını dökün, üstüne de hazırladığınız kakaolu karışımı dökün. Sonra da üstüne kek hamurunun kalan kısmını dökerek düzleyin. Böylece kakaolu karışım orta kısımda kalacak.

Eğer isterseniz kek hamurunun üstünü yarım cevizlerle süsleyebilirsiniz.

180 dereceye ısıtılmış fırında üstü kızarana kadar pişirin.

Mutlu ve sağlıklı günler dileklerimle...



AFİYET OLSUN



16 Ocak 2014 Perşembe

SÜSLENEN KAVANOZLAR





Renkli kağıtlar, ipler, bantlar, kurdela ve benzerleri...beni farklı bir dünyaya götürüyorlar...atmaya kıyamadığım, elime alıp ne yapsam diye uzun uzun düşündüğüm ve biriktirmeye çalıştığım...


Kavanozlar ve konserve kutuları da bu olaya dahil maalesef...


Bunlarla oynamak hoşuma gidiyor işte...


Tabii bu biriktirmelerin sonu nereye gider bilemiyorum, bu nedenle zaman zaman bu olaya dur diyorum...ama aklım kalıyor ve bir zaman sonra devam ediyorum...


Hele bu renkli ve desenli bantlar...




Bu kavanozları akrilik boya ile bir kaç kat boyadıktan sonra bantlarla ve iplerle şekillendirdim kendimce. Cam boyası kullanmak daha iyi sonuç verir...Peçetenin kalpleri ile dekupaj yaptım...


Bir çok blog ve siteden de kolaylıkla fikir alabilirsiniz. Çeşitli tekniklerin nasıl yapıldığını öğrenmek için çok ideal...

O kadar güzel fikirler var ki...onları takip edip farklı düşünceleri keşfetmek de güzel vakit geçirmenin yollarından biri...


Daha ustaca yapılabilir tabii...ben tamamen içimden geldiği gibi yapıyorum, hiç bir zorluğu da yok, eliniz nasıl giderse, gönlünüz ne hükmederse...bir kuralı yok, olmadı yanlış yaptın diyen yok...belki de bu yüzden seviyorum bu kağıtları, bantları...




İçleri de hemen doluyor...bazen kalemler bazen de tahta kaşıklar ve içinde görmek istediğiniz her şey...her yerde kullanabilirsiniz, bunda da sınır yok...eh olur da kırılırsa üzülmeye de gerek yok, yenisini  hemen yapabilirsiniz...






6 Ocak 2014 Pazartesi

HAMSİLİ PİLAV





Hamsi zamanı geçmeden yapın derim. Hamsinin tadı hiç bir balıkta yok...

Balık ayıklamayla ilgili bir probleminiz yoksa hamsileri kılçıklarını da olmak üzere ayıklayarak başlayabilirsiniz bu pilava...


MALZEMELER

1 kg ayıklanmış hamsi

1 su bardağı pirinç

1 su bardağı su

2 tane kuru soğan

2 yemek kaşığı zeytinyağ

1 yemek kaşığı tereyağ

2 yemek kaşığı kuş üzümü

2 yemek kaşığı dolmalık fıstık

½ demet dereotu

Tuz, karabiber, nane

Ve

Limon

Ve

Zeytinyağı ile yağlanmış fırın kabı

İnce ince doğradığınız soğanları zeytinyağ ve tereyağ koyduğunuz bir tencerede yumuşayıncaya kadar pişirin ve pirinci, kuş üzümünü, dolmalık fıstığı ilave edip tuzunu, karabiberini ve nanesini de ekledikten sonra suyunu da ilave edin ve kısık ateşte tencerenin ağzı kapalı olarak pişirin. Fırında da pişeceği için suyunu tam çekmeden alıp doğranmış dereotlarını da ilave edin.

Ayıkladığınız hamsilerin parlak kısımları dış tarafa gelecek şekilde fırın kabına dizin. Aralıksız olarak yan yana dizin çünkü pişince hamsiler küçüleceği için araları açılıyor.Kabın her tarfına hamsileri dizdikten sonra pilavı düzleyerek kaba boşaltın ve üstünü de hamsileri dizerek kapatın.

Porsiyonluk kaplar kullanabileceğiniz gibi büyük tepsilerde de yapabiliirsiniz...



180 dereceye ısıtılmış fırında hamsiler kızarana kadar pişirin...ellerinize sağlık...

Bol limonla servis yapmanızı öneririm...



AFİYET OLSUN