istanbul escortistanbul escort ankara escortankara escort beylikdüzü escortbeylikdüzü escort bahçeşehir escortbahçeşehir escort beylikdüzü escortbeylikdüzü escort istanbul escortistanbul escort Yemek Beklemez: Aralık 2012

22 Aralık 2012 Cumartesi

AĞIZDA DAĞILAN KURABİYELER VE 2012`NİN SON GÜNLERİ






Ajandanın son sayfalarına geldik yine. Her yıl bu defter biter mi diye başladığım ajandanın son yaprakları. Şöyle bir karıştırıyorum sayfalarını, bir yılda yaşadıklarım geçiyor gözümün önünden. Önemli veya önemsiz farketmez, belli tarihleri, hatırlamam gerekenleri, yapacaklarımı, yaptıklarımı, unutmamam gerekenleri yani herşeyi...

Şimdi baktıkça onlara, hatırladıkça yaşadıklarımı ne kadar da çabuk geçti yine bir yıl daha diyorum. Hayaller ve umutlarla beslenen bir yıl, yapabildiklerimiz ve yapamadıklarımızla sonuna gelmiş bile.

Yapabildiklerimiz için şükür diyorum, yapamadıklarımız için de şükür diyorum ve demek ki onların daha zamanı varmış diye yeni umutlar listesine yeniden yazıyorum. Sağlık ve pozitif bir bakış açısı olsun gerisi zaten gelir, er ya da geç...

2012 güzel şeyler yaşattı bana, güzel şeyler de öğretti.



Şimdi sıra 2013`te. Daha yıl gelmeden 2013 den beklediklerimiz ya da bir önceki yılda yapamadıklarımız sıralandılar bile sayfalarda. Ne çok şey yüklüyoruz bir yılın omuzlarına.

Böyle planlar yapmayı seviyorum ben. Yapacak işlerimin var olduğunu görmek yaşama amacımın olduğunu gösteriyor. Bu işler çok mu önemli, hayır değiller aslında, normal, sıradan, yapmasam belki de kimsenin umurunda olmayacak şeyler belki...beni ilgilendiren kısmı benim amacım olmaları...

Her yeni bir yıla böyle başlıyorum işte...

Her yılın son günlerinde tatlı bir heyecan oluyor bende taa çocukluğumdan beri. Yeni yıl yepyeni gelecek, çok güzel olacak diye sevinç dolar yüreğim. Belki çok çocukca gelebilir ama öyle, hala da öyleyim. Pek dışarı yansıtmam, gizliden gizliye hissederim işte... Böylece bir sırrımı da paylaşmış oluyorum galiba.

Yılın son günleri diyoruz ya tatlı olsun istenir hep ki yeni yıl tatlı başlasın ve öylece tatlı tatlı geçsin diye...

Onun için de ağızda dağılan tatlı kurabiyelerin tarifini vermenin tam sırası. 



Bu kurabiyeler sadece  çay veya kahvenin yanına arkadaşlık etmez,  masa etrafında belki aile fertleriyle tatlı sohbetlere, pencere önünde yağan karı seyreden bakışlarınıza, anılarınızı yazdığınız kalemle kağıda, tüm bir yıldan geriye kalanları düşünürken tatlı bir gülümsemenize de arkadaşlık edebilir belki...

2013 yılının hepinize gönlünüzden geçenleri yapma fırsatı vermesi dileklerimle...

MALZEMELER

125 g tereyağ

1 çay bardağı sıvı yağ

1 yemek kaşığı nişasta

1 çay bardağı pudra şekeri

½ paket kabartma tozu

2 su bardağı + 2 yemek kaşığı un

Ayrıca;

1 su bardağı pudra şekeri

1 paket vanilya

Bütün malzemeleri karıştırarak yumuşak bir hamur elde edin. Hamuru üç parçaya ayırın ve çok fazla kalın olmayacak şekilde rulo yapın ve buzdolabında yarım saat bekletin. Buzdolabından çıkarınca bıçakla 1 cm kalınlığında kesin ve yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizerek 180 dereceye ısıtılmış fırında 20-25 dk pişirin. Kurabiyelerin beyaz kalmasına dikkat edin. Fırından çıkarınca soğumasını bekleyin.

Bu sırada derin bir tabakta 1 su bardağı pudra şekeri ile 1 paket vanilyayı karıştırın ve soğuyan kurabiyeleri bu karışıma batırarak servis tabağına dizin.

Eğer isterseniz hamuru yoğurduktan sonra ikiye ayırabilir ve yarısına 2 çay bardağı antepfıstığı tozu ilave edip yoğurarak antepfıstıklı hamur da elde edebilirsiniz. Ben hamuru ikiye böldüm ve fıstıklı da yaptım, tadı güzel oldu...



AFİYET OLSUN



21 Aralık 2012 Cuma

CENEVRE YENİ BİR YILI BÖYLE KARŞILIYOR





Her yıl böyle oluyor Cenevre, ışıklı rengarenk...

Ama her yıl, bu görüntü hiç değişmez.



Bir kısmını gösterebildiğim görüntüler her yıl bu zamanlarda aynı şekilde tekrarlanıyor.




Süsler aynı, her yerin süslenme şekli aynı, her mahallenin kendine göre bir süslenme tarzı var ve bu da değişmez.


İlk zamanlarda çok farklı gelirdi, artık alıştık...



Ama zamanla da anlamaya ve takdir etmeye başladım. Her yıl farklı bir süsleme kapasitesine sahip bir ülke olmasına rağmen elindekileri kullanıyor olması ve israf yapılmaması adına çok güzel bir düşünce.


Her sene bu süsler bu zamanlarda yerlerine asılır. Eski yılı uğurlamak ve yeni yılı ışıklar içinde karşılamak için. Daha sonra bütün bunlar görevliler tarafından büyük bir titizlikle toplanır, kutularına yerleştirilir ve bir sonraki yıl sonuna kadar onlar için ayrılmış depolarda bekler.


Bu aynılık içinde değişen şeyler çok çok azdır...














20 Aralık 2012 Perşembe

MİNİK AĞAÇ YAPALIM






Eğer evde sürekli bir şey yapmak isteyen minikleriniz varsa ve siz de birşeyler yapmadan duramıyor ve o miniğinizin arkasına sığınıyorsanız tam size göre bir uğraş. Zaman geçirmek aslında çok kolay, eminim yapacak çok daha önemli işlerimiz vardır ama böyle faaliyetlerle geçirilen zamanları hiç birşeye değişmem...miniklerimizle geçen zamanı geri getiremiyeceğimize göre bu zamanı ne kadar kayda geçirebilirsek  o kadar iyi...ikinci miniğimin de hızla büyüdüğünü düşününce bu gibi faaliyetleri daha fazla yapmam gerektiğine inanıyorum.

Boş zamanlarımızda değişik hobi sitelerini gezmekten mutluluk duyuyoruz ve aklımıza yatanı daha doğrusu yapabileceğimize inandığımız faaliyetleri yapmaya çalışıyoruz.

Bu minik ağacı gördüğümüz yer işte bu site...



Onun gibi olmasa da kendimize göre bir çalışma yaptık. Renkli kartonlar aldık ama şart değil, farklı farklı desen ve renkteki kağıt parçaları ile de yapılabilir. Sonra kendimize göre bir kalıp çıkarttık ve farklı desenlerdeki kartonları bu kalıba göre kestik ve kağıttan kıvırarak yaptığımız ağaç şeklinin üzerine  yapıştırdık. Bu ağaçlar için minik eller daha fazla çalıştı ve böyle iki tane minik ağaç ortaya çıktı. Bu sayede hem iki-üç gün oyalandık hem de yılbaşına uygun süslü ağaçlarımız oldu.









19 Aralık 2012 Çarşamba

FRAMBUAZ SOSLU CHEESECAKE




Yani peynirli kek...

Uzun zamandır farklı tarifleri deneyerek kendimize en yakın lezzeti bulmaya çalışıyorum. Cheesecake belki herkesin severek yediği belki de bir çok kimsenin seçerek yediği, az ama tadında yenmesi gereken bir lezzet gibi geliyor bana. İçindeki peynir oranı önemli benim için, bir çok tarifte peynir miktarı çok fazla dolayısıyla da kalori miktarı...kullanılan peynirin yağ oranına göre de  lezzeti ağırlaşabiliyor. İşte bu nedenlerden dolayı uzun zamandan beri araştırdığım ve üstünde düşündüğüm bir tatlı çeşidi. İkram ettiğim yiyeceklerin ne misafirlerim için ne de kendimiz için fazla kalorili ve ağır lezzetler olmasını istemiyorum. 




Sonunda da basit bir tarif buldum sanırım. İçime sinmeden de bu sayfalara yazamadığım için bir çok denemeden sonra bu tarifi yazmaya karar verdim.

Belki yeni yıla tatlı yiyerek  girmek isteyenler de olabilir...

MALZEMELER

Alt tabanı için;

150 g pötibör bisküvi

50 g badem tozu

50 g tereyağ

1 çay kaşığı tarçın

Peynirli kısım için;

3 tane yumurta

1 su bardağı toz şeker

400 g labne peyniri

300 g süzme yoğurt ( Quark da olabilir )

2 tane limon kabuğu rendesi

1 paket vanilya

Sosu için;

1 su bardağı su

½ su bardağı şeker

1 yemek kaşığı nişasta

1 su bardağı frambuaz

Ve ayrıca ½ su bardağı frambuaz




Tabanı için gerekli olan malzemelerin hepsini blendırdan geçirin. Bu işlemi elinizle de yapabilirsiniz. 18-20 cm çapında bir kalıp kullandım bu malzemeler için. Kalıbın altını yağlamanıza gerek yok. Ama ben kalıptan almak kolay olsun diye kalıbın altına aynı ölçüde yağlı kağıt koydum. Malzemelerin hepsi birbirine karışınca kalıba elimle sıkıştırarak yerleştirdim. Bu karışım dağılan bir karışım ama elinizle bastırarak kalıbın dibine kolaylıkla yerleştirebilirsiniz. Sonra buzdolabına kaldırın ve diğer işlemler tamamlanıncaya kadar dolapta beklesin.

Peynirli kısım için önce yumurta ve şeker olmak üzere çırpın ve diğer malzemeleri de ilave edin. İyice karıştırın. Tabanı hazırladığınız kalıbı dolaptan çıkarın ve hazırladığınız peynirli karışımı üstüne dökün. Ve kalıbı iki elinizle tutup bir kaç kere tezgaha yavaşca vurun ki içindeki hava kabarcıkları çıksın ve malzemeler kalıba iyice yerleşsin. Sonra kalıbın dışını alüminyum folyo ile sarın, yanmadan pişmesini sağlamak ve daha beyaz bir renk elde etmek için. Ve 150 derecelik fırında 90 dk yavaş yavaş pişirin. Fırının içine bir kap içinde su da koyun ki pişerken çatlamayı önlesin.

Yavaş yavaş pişiyor endişelenmeyin. Sürenin sonunda fırını kapatın ve fırının ağzını yarım açarak ve içinden çıkarmadan kendi halinde soğuyuncaya kadar bekletin ve sonra dolaba kaldırın.

İkram etmeniz gereken zamandan 1 gün önce yapmanız çok iyi olur. Çünkü bekledikce tadı güzelleşen bir tatlı, hatta iki gün sonra daha da lezzetleniyor.

Bu arada siz üstü için sosu hazırlayabilirsiniz. Sos malzemelerini karıştırarak pişirin ve soğutun.

Cheesecake iyice soğumadan kalıptan çıkarmayın. Yapım aşaması aslında zor değil, asıl önemli olan sabırla beklemek, soğuduktan sonra kalıptan çıkarın ve servis tabağına alın.

½ su bardağı olarak bekleyen frambuazlarınızı cheesecake üstüne yerleştirin ve bunların üstüne sosunuzu dökün. Daha da süslemek isterseniz portakal kabuğu rendeleyebilirsiniz, ya da aklınıza gelen farklı bir süsleme malzemesini de kullanabilirsiniz...



AFİYET OLSUN