istanbul escortistanbul escort ankara escortankara escort beylikdüzü escortbeylikdüzü escort bahçeşehir escortbahçeşehir escort beylikdüzü escortbeylikdüzü escort istanbul escortistanbul escort Yemek Beklemez: Ağustos 2012

29 Ağustos 2012 Çarşamba

KAYISILI TART




Yumuşak, her lokmada kayısıların kendine has ekşiliği, arada kremanın ağızda bıraktığı lezzet...işte böyle bir şey. Tarifi Lezzet Dergi`sinden aldım, uyarıyorum yağı biraz fazla, kremadaki yağını azaltarak kullandım. Tereyağını pek kullanmak istemem ama bazı tadları yakalayabilmek için de kullanmak gerekiyor, ne onla ne de onsuz olmuyor.  Tereyağını sevenler için güzel bir tarif... 



Kayısıdan dolayı ekşi diyenler oldu ama ekşi sevenler için denemeye değer. Tatlı kayısı ile deneyebilirsiniz eğer ekşi sevmiyorsanız, diğer tatlı meyvelerle de yapılabilir, sanırım ben bütün meyvelerle deneyeceğim ama bunun için de evimize konuk birilerinin gelmesi lazım tabii yoksa yapıp yapıp yemek olmuyor...sonrası önemli, aman dikkat bir dilimden fazlasına hayır diyebilmemiz lazım...



MALZEMELER

Tart için:

½ su bardağı şeker

1+ 1/3 su bardağı un

120 g tereyağ

1 tane yumurta

Bir tutam tuz

Malzemeleri iyice karıştırıp yumuşak bir hamur elde ediniz ve 30 dk buzdolabında dinlendiriniz. Sonra tart kalıbına yerleştirip üstüne yağlı kağıt ve nohut taneleri koyarak (şekilsiz kabarmaması için) 170o lik fırında 25 dk pişiriniz.

Krema için:

5o g erimiş tereyağ

½ su bardağı toz badem

½ su bardağı toz şeker

1 tane yumurta

3 yemek kaşığı un

1 çay bardağı krema

Bir tutam tuz

Üstü için:

Yeteri miktarda kayısı

Badem

Krema malzemelerinin hepsini çırpın ve fırından çıkan tart hamurunun üstüne dökün, ince dilimlenmiş kayısıları üstüne dizin. 30-35 dk daha pişirin. Fırından çıkarınca bademle süsleyebilirsiniz, daha farklı malzemeler de kullanabilirsiniz, mesela pudra şekeri ile süsleme yapılabilir, bu fikir eşimden geldi...



AFİYET OLSUN



26 Ağustos 2012 Pazar

GERÇEK YUFKA YUFKACIDAN ALINIR




Her mahallede olurdu, mis gibi un kokardı önünden geçerken, beni almadan gitme der gibi, tertemiz mermer tezgahın üstünde, bembeyaz, incecik...şimdi teker teker yok oluyorlar, küçük yerlerde varlıklarını hala koruyorlar ama büyük yerlerde gitgide azalmakta minik yufkacı dükkanları. El açması evde yapılmış böreğin tadı bir başka ama incecik yufkadan yapılmış olanı da ayrı bir güzel oluyor, patatesli, kıymalı nasıl olursa farketmez, hele sigara böreği...



Yufka geleneksel bir lezzet taa Osmanlı`dan günümüze gelen, yok olmasını istemiyorum bu lezzetin. Hem lezzet hem de çok büyük bir kolaylık.Büyük bir ustalık istiyor yufkayı incecik açmak... yufka ustaları çoğalsın ve yeni yeni çıraklar yetiştirsin ki biz de güzel güzel gül börekleri yapalım...



12 Ağustos 2012 Pazar

FIRINDA SOMON VE SALÇALI PATATES





Çok basit ve çok çabuk yapılabilecek bir tarif. Somon balıklarını fırın kabınıza dizin, aralarına domates ve biber dilimlerini yerleştirin, sarımsak tanelerini aralara serpin, 180° lik fırında pişirin, somon yeterince yağlı olduğu için herhangi bir yağ ilave etmiyorum, fırından çıkınca tuzunu, biberini zevkinize göre daha farklı baharatları ilave edebilirsiniz. Çok hafif bir yemek oluyor.



Yanına da salçalı patates...Bu tarifi bir tesadüf eseri öğrendim. Ufak taze patatesleri yıkadıktan sonra kabuklarını soymadan bir tencereye alın, üstüne zeytinyağı ve çok az da su ilave edin, tencerenin kapağını kapatın ve kısık ateşte yavaş yavaş pişirin. Sonra biber salçası ilave ederek karıştırın, patatesler pişince ocaktan alın, bence tuz ilave etmeye gerek yok, biber salçasının aroması yeterli oluyor ...Bu şekilde pişen patatesler somonlara çok güzel eşlik ediyor...

Salçalı papates tarifini bir tesadüf eseri öğrendim demiştim; Annesinin Kızı ( Güler Sarıgöl Köymen )adlı kitapdan...annelerin kızlarına hem mutfakta hem de hayatta el vermelerine dair bir çalışma, çok güzel, çok cici bir çalışma...aklımda kaldığı kadarı ile de yapmıştım patatesleri, esas tarif kitapta...kitabın kapağı, üstündeki çiçekler, okunmaya değer bir kitap, hazırlayanların ellerine sağlık...



AFİYET OLSUN



9 Ağustos 2012 Perşembe

FETHİYE`NİN PAZARLARI



En çok pazarları seviyorum, o yöreye ait ne varsa görüyorum tezgahlarda, hatta tadına bakıyorum nasılmış diye, bazen alıyorum bazen de araştırıp bilgi edinmek için erteliyorum. Pazarlar rengarenk, her şeyi bulmak mümkün.


Fethiye`ye gelme planlarınız varsa, mutlaka bir pazarına gitmelisiniz; Pazar ve Salı günleri kurulan pazarları dışında bir de Cuma günü kurulan köylü pazarı...





İlk dikkatimi çeken bol bol yeşilliklerin olmasıydı bu pazarları ilk gördüğümde, semiz otları, rokalar, dere otları...gayet taze ve bolca duruyorlar pazar tezgahlarında. Diğer sebzeler ve meyveler de öyle. Eğer temmuz ayında gelirseniz bol bol kiraz yiyebilirsiniz, sonra da şeftali ve incirler ve tabii ki üzümler...



Pazarı gezerken karnınız acıkırsa hiç dert etmeyin, hatta bırakın çokca acıksın, meşhur saç böreğinden yeme fırsatını yakalamış olursunuz. Pazarlara kurulan  seyyar restorantlar sayesinde zevkli dakikalar geçirebilirsiniz. Öyle lüks değiller ama sıcacık davranışları ile hem gönülleri hem de mideleri fethediyorlar. Her masada hazır bekleyen ve istediğiniz kadar yiyebileceğiniz turşuları da lezzete lezzet katıyor. Ve taze taze sıkılan meyve suları...





Ben çok sevdim bu pazarları...

3 Ağustos 2012 Cuma

SERİN SALATA




Hem serinlemek, hem doyurucu birşeyler yemek, hem de sağlıklı beslenmek isterseniz buyrun serin salataya...

Yapımı da yemesi kadar eğlenceli. Malzemeleri de isteğinize göre değiştirilebilir, zevkinize göre yani...

Haşlanmış nohut, haşlanmış buğday, taze nane, bolca doğranmış salatalık yoğurtla karıştırılır, isterseniz ince kıyılmış marul yaprakları da ilave edilebilir, tuz miktarı size kalmış...servis kabına aldıktan sonra üstünü de taze nane ve dere otu ile süsleyebilirsiniz, denemelisiniz, tavsiye ediyorum...


AFİYET OLSUN 


 

1 Ağustos 2012 Çarşamba

FETHİYE VE TEKNE TURU




Eğer yolunuz Fethiye`den geçerse, zamanınız da varsa bir-kaç gün, ne yapsam diye de düşünüyorsanız mutlaka bir tekne turuna katılmalısınız. Koyların güzelliğini daha yakından görmek, bu koylarda denize girmek, taze balık yemek, kısacası güzel bir gün geçirmek için güzel bir fırsat, hele bir de yelkenleri varsa...



Doğal güzellikler görülmeye değer, denizin rengi göz alıcı, daha kirlenmemiş bir deniz...







Yapacağınız bu adalar turu sayesinde Şövalye adası, Tersane adası, Göcek adası, Yassı adalar, Kızıl ada ve Samanlık Koyu gibi arabanızla ulaşamayacağınız yerleri görmüş olursunuz.






Fotoğraf makineniz elinizde ise çekmeye doyamayacağınız bir çok doğal güzelliğin içinden geçip gidiyorsunuz bu tekne turları ile..


 Birbirinden güzel tekneler görmek de olası bu turlarda...